19 Haziran 2015 Cuma

Bir İktisatçının Gezi Notları-4 Denizli / Pamukkale


Merhaba!

Uzun süredir gezi yazısı yayınlayamıyordum. Fazla çalışma durumlarım sağ olsun. :) Geçen hafta yakın bir arkadaşımın düğünü için Sandıklı-Afyon'a gittik kardeşimle; hazır İç Anadolu'dan çıkıp Ege'ye yol almışken birkaç yer gezelim dedik. İlk durağımız Denizli daha doğrusu Pamukkale oldu Sandıklı'dan sonra. 


Denizli otogardan Pamukkale'ye direk minibüsler var. Pamukkale ve Pamukkale- Travertenler olarak iki durak bulunuyor.Biz en son durakta yani Pamukkale-Travertenler'de indik.Travertenlerin girişi oradan başlıyor. Müze girişinden geçtikten sonra ilk olarak tarihi kalıntılar var. Yine oradan servisle direk travertenlerin ve antik havuzun olduğu yere geçilebiliyor. Bizde vaktimiz kısıklı olduğu için hemen travertenlerin olduğu bölgeye geçtik. Kesinlikle görülmesi gereken yerlerden.Sular sıcaktı, ayak basmadık yer bırakmadık fırsat olsa o suların içinden çıkmazdım yani. :)) Pamukkale UNESCO'nun Dünya Miras Listesinde yer alıyor bu güzelliklere kimse zarar vermeden görülmeli.


Denizli Otogar - Pamukkale: 3,50 TL

Denizli Otogar -Pamukkale Travertenler:4,00 TL


Müze Girişi: 25TL (Travertenler için) Müze Kart Geçerli!

Ören yeri Girişten - Travertenler için Servis: 2,00 TL

Müze Girişi:5,00 TL (Travertenler için olan bölgenin içinde) Müze Kart Geçerli!


Haftanın ortasında gitmemize rağmen yerli-yabancı birçok turist vardı. Tavsiyem eğer Antik Havuza girecekseniz mutlaka Bikini-Mayo almanız, travertenlerin içindeki sularda da bu şekilde oturabilirsiniz.Suların birçok sıkıntılı rahatsızlığa iyi geldiği biliniyor.(Romatizma,deri rahatsızlıkları, göz hastalıkları vs.) Eğer sadece yürüyecekseniz; şortlar ideal olabilir oda yoksa bizim gibi hazırlıksız gidenler pantolon paçalarını da katlayıp gezebilir. :)


Antik Havuza Giriş: 32,00 TL (Yüzmek için ücretli, yüzmeyenler dışardan bakabiliyor ücretsiz:)


Antik Havuzun suyu inanışa göre insanları güzelleştiriyormuş, ama içinde antik adını aldığı kalıntılar mevcut zaten girmeden önce kesici olabileceği konusunda uyarılar var.Suyu tulumba yardımıyla dışarıda veriliyor girmeyenler için ben hepimiz için tadına baktım sodalı kendisi.:)Ben babam olmadan cesaret edemem pek zaten hazırlıksız olduğum için hiç heveslenmedim ama içerisi yabancı turistlerle dolu. :)




 O kadar hediyelik eşyaya bak adam akıllı bir horoz bulup alamadan geri dön! Kendime inanamıyorum her gittiğim şehirden ufak bir şeyler alma gibi bir huyum var ama orada daha güzelini buluruz çabaları yüzünden UNUTTUM! :(





Şehir olarakta Denizli'nin insanları oldukça sıcakkanlı ve yardımsever bir şey sorunca hemen yardım etmeye çalışıyorlar ve çok tatlı konuşuyorlar. Ben  Denizlili arkadaşlarımdan alışkınım sağ olsunlar özellikle lisanstan. :)



Bu geziden sonra eminim ayaklarımın kıymetini anlayan ajanslar çıkıp ayak mankenliği telifinde bulunacak ya da ben numaradan kaybediyorum. :))




Biz konaklama için Öğretmen evini seçtik, açıkçası bilmediğimiz şehirlerde güvenli olması açısından kamuyla ilişkili yerleri tercih ediyoruz. :)) Kardeşimde öğretmen adayı sonuçta alıştırma yapmış olduk. :) Öğretmen evi şehrin biraz dışında ama otogardan oraya da şehir içi otobüsleri var. Orada kalmak isteyenleri çok güzel dağ manzarası bekliyor, yemyeşil ve mis gibi, çalışanları da oldukça nazik. :)


Şehir içi Minibüs: 1,75 TL

Otogardan Öğretmen Evine direk Cankurtaran Minibüsü: 2,25 TL

Öğretmen evi konaklama: Kamu Personeli için 45,00TL 

Fiyat adres ve rezervasyon için : Denizli Öğretmen evi

Travertenlerin dönüşünde biraz dinlendikten sonra merkeze indik meşhur horozu görmeye. Beklentilerimi çok yüksek tutmuşum horoz normale göre büyük bana göre oldukça küçüktü. :) Denizli'nin Çınar Caddesinde birkaç tur atıp meydandaki Camii'ye girdik.Daha sonra bir arkadaşımla buluştuk, kendisi bizi meşhur Çamlık Parkı'na götürdü. Orada anladım ki üç kişi yan yana gezip üçü de köpekten korkuyorsa spor ayakkabı ve ezbere birkaç dua bilmek şart. :) Orası da yine yemyeşil çok hoş bir yerdi tabii gündüz görmüş olsaydık -ve köpekler olmasaydı- eminim daha çok anlatabilirdim. :)




İşin özü; insanlar dünyanın diğer ucundan gelip dillerini bile bilmedikleri bir ülkede bizden daha iyi gezebiliyorlarsa kendimize engel olarak sunduğumuz bahanelerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Fırsatı olan herkes Pamukkale'yi bir kere görmeli, ben tekrar tekrar gidip o suların içinde oynamak için can atıyorum. :))

Keyifli seyahatler...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...